Konyaaltı’nın Doyran bölgesinde yer alan Sinan Değirmeni, ahşap tahıl ambarlarıyla, görenleri zaman yolculuğuna çıkarıyor. Olağanüstü bir coğrafya ve doğa harikası bir vadide saklı, orijinalliğini hala koruyan yerleşim, adını köydeki eski değirmenden alıyor. Fakat bu değirmen yakın bir tarihte yandı. Köylüler bu yangınla ilgili bir sürü şey anlatıyor. Neyse, konumuz o değil. Değirmene su taşıyan geniş boru, ezme taşları filan duruyor. El atılsa ayağa kaldırmak, değirmeni yeniden döndürmek kolay… Yanındaki kızılcık ağaçları da sahipsiz… Zamanında giderseniz iyice olgunlaşmış, kıpkırmızı meyveler karşılar sizi. Orhan Veli’nin dediği gibi ‘ilahi kızılcık’.

YÜZLERCE YILLIK TARIM MİRASI
Likya lahitlerine de yansıyan antik çağ ahşap mimarisinden esinlendiği düşünülen tahıl ambarları, 250-300 yıllık bir geçmişi taşıyor. Bölgede günümüze kadar ulaşabilen 50 küsur ambar, tarım kültürü ve sivil mimarinin önemli örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Hiç çivi kullanılmadan yapılan tahıl ambarları, tahtaların birbirine geçirilmesiyle inşa ediliyor. Sedir ağacının tercih edilmesinin nedeni ise reçine kokusunun böcekleri engellenmesi…

RUM USTADAN TÜRK ÇIRAKLARA
Rum ustaların maharetini barındıran tahıl ambarlarının, onların yetiştirdiği Türk ustalar tarafından yakın tarihe kadar sürdürüldüğü biliniyor. Artık bu ustalardan hiçbiri kalmadı. Geçmişte tüm çevre yerleşimlerdeki köylüler cuma günleri burada toplanıyordu. Yörenin o zamanki tek camisine gelen köylüler, alışverişlerini de burada yapıyordu. Tarihi bir pazar yeri olan Sinan Değirmeni, bölgenin en kapsamlı ürün saklama alanıydı.

BELEDİYENİN HAZIRLADIĞI PROJE
Tarihi, coğrafyayı, geçmişi, tonlarca öyküyü saklayıp bugüne getiren ambarları biz saklayamıyoruz. Birçoğu çivi dahi çakılmadan yapılmış, marangozluk harikası bu ambarlar perişan durumda. Kaderlerine terk edildikleri için eskiyor, dağılıyor, tahrip oluyor, yıkılıyorlar. Bakan, eden yok. Bu 50 küsur ambardan 50 tanesi Konyaaltı Belediyesi’ne ait. Küsur dediğimiz kısmı ise 3-4… Ambarların sahibi olan Konyaaltı Belediyesi, Sinan Değirmeni için bir proje hazırladı. Tahıl ambarları, evler, değirmen ve çevresi bir açık hava müzesine dönüştürülecekti.

TARIM BAKANINDAN İMZA ENGELİ
Fakat olmadı. Belediye bir proje hazırladı. Bu proje Koruma Kurulu’ndan geçti, onaylandı. Uygulanması için imar planı gerekiyor. İşte burada takıldı. Belediyenin imar planı için alması gereken çeşitli onaylar, kurul kararları var. Bunlardan biri de Toprak Kurulu. Bölge tarım alanı. Bir proje uygulamak için tarım alanı dışına çıkarılması gerekiyor. Toprak Kurulu böyle bir karar da verdi. Karar onay için Tarım Bakanı’nın önüne gitti. O gün, bu gündür orada duruyor. Sümen altında… Eski bakan imzalamadı, yeni bakan imzalamadı. Hazır proje öyle havada kaldı.

HALK İSTERSE TARİH KURTULUR
Belediye şu an ne yapıyor, bilmiyorum. Hafta sonu yapılan Arkeoloji Fuarı’ndaki Konyaaltı Belediyesi standında bu projeye dair bir şey yoktu. Belediye temsilcisi de konuşmasında hiç bahsetmedi. Belli ki proje rafa kalkmış, unutulmuş. Oysa Sinan Değirmeni, mutlaka el atılması, korunması, kollanması, düzenlenerek halkın kullanımına açılması gereken bir kültür mirası… Yoksa bu hafıza merkezi, bu bellek yok olacak. Yakılacak, satılacak filan. Hazırda bir proje var. Bütün onay, izin süreçleri tamamlanmış. Siyaset engeline takılmış. Bu engeli aşmak için de kamuoyu baskısı gerekiyor. Halkın bu sürecin hiçbir aşamasından haberi yok. Çıkalım, anlatalım, o imzayı alıp gelelim. İmza atmayanları da teşhir edelim.