Hani nerde? Bir zamanlar, yani bundan yıllar önce Yerli Malı Haftası düzenlenirdi okullarda. Şenlik havasında yapılır, azık çantalarından yurdumun mahsulü yiyecekler çıkarılır 'Yerli malı yurdun malı her Türk onu kullanmalı' sözleriyle hep birlikte yenirdi. Amaç, yerli ürün tüketme alışkanlığının, taa öğrencilik yıllarında belletilmesiydi. Masal gibi dimi?
* * *
Şimdilerde ne yerli malı kaldı ne yurdun malı, ne de onu kullanan. Bir ithal meraklısı olduk ki, sormayın gitsin. Demek iyi belleyememişiz öğretmenlerimizin öğrettiklerini. Yerli malının milli servet olduğunu pek iyi anlayamamışız. Yerli üretimin, azık çantamızdakiler olduğunu sanmış, bir daha açmamak üzere bir güzel kilidi vurmuşuz. Pek yazık.
* * *
Yiyeceğinden, giyeceğinden, tohumundan, torbasından tutun her bir şey yurdumun ötelerinden geliyor. Yediriyorlar da biz ne yediğimizi biliyor muyuz? Zaten o nedenle değil mi doktorların uzmanların, gıda diye aldığımız ürünlerin aslında toplumu sinsice zehirleyen çakma ürünler olduğu yönünde uyarmaları. Mutfağımıza ne sokacağımızı şaşırdık kaldık. Buğdayı, mısırı, pirinci, mercimeği, hayvanı her bir şey ithal. Yahu bizden olan hiç bir şey kalmadı mı bu memlekette?
* * *
Tabii ki lafı döndürüp dolandırıp, son günlerin popülaritesi Nişasta bazlı şekere getireceğim. Ama, şeker fabrikaları özelleştiriliyor, yine bir milli servet göz ardı ediliyor türünden değil. Bu konuları büyüklerimiz bilir biz de haddimizi biliriz. Demem o ki; Canan hoca 'Şeker kullanmayın' diye sürekli ikaz ediyordu ya. Tamam hocam piyasaya NBŞ girdi ağzımızın tadı hepten gitti zaten. Bu mısır, bizim Karadeniz bölgemizde bolca yetişmiyor muydu? Şimdi durduk yerde neden İspanya'dan ithal edilir oldu ki. Benim kafam hiç basmıyor bu işlere. Bilenlerin dediğine göre, bu mısırda GDO tehlikesi de varmış. Ve de küspe olarak büyük baş hayvanlara yem olarak veriliyormuş. Aman kırmızı et de yemeyin gibi.
* * *
Tekrar uğurlar olsun 'Yerli malı yurdun malı'. Yolun açık olsun. Biz ithali iyice belledik zaten!