Eski manken Deniz Akkaya, son yıllarda sosyal medyada yoğun mesai harcıyor. Binlerce takipçisi var.  Magazin dünyasından ekonomiye, çocuk eğitiminden medya alemine kadar birçok konuya giriyor paylaşımlarında. Kendi kızıyla olan diyaloglarına, konuşmalarına da yer veriyor bazen. Takipçileri de yorum yapıyor. Kızıyla olan kavgasının ses kayıtları geçenlerde internete düştü. Oda TV haber yaptı. CHP Antalya Disiplin Kurulu Başkanı Hüseyin Eroğlu da, Deniz Akkaya’nın kızına söylediği lafları hatırlatıp altına da “sözde anne” diye yorum yapmış. 

‘MAKAMINDA MAGAZİN KOVALIYOR’

Vay sen misin, ‘sözde anne’ diyen! Deniz Akkaya açmış ağzını, yummuş gözünü. Ne hakaretler, ne küfürler… Aman tanrım! Hakaretlerin en hafifini alıntılamaya çalışıyorum ama ne mümkün! Yine de deneyeyim: “Magazin gülü”, “Utanılacak bir karaktersin sen, CHP’nin yüz karası”, “Koltuk sevdalısı yüzsüz”, “Musallat filmindeki dabbe”, “Demans hastası bir deli”, “Oksijen israfı”, “Kepaze CHP’li”… Bunlar en hafifleri yani. ‘Bunlar en hafifleri’ diyorum, gerisini siz düşünün artık. Daha neler neler var. Disiplin kurulu başkanlığını maaşlı bir görev sanmış, bir de oradan sallamış Hüseyin Eroğlu’na. “Muratpaşa ilçe başkanı olmak istemiş yapmamışlar, üzülmesin diye disiplin kurulu başkanı yapmışlar, bu adam bir güzel maaşını alıp makam koltuğunda magazin kovalıyor” diye yazmış mesela. 

‘AÇIK ARTIRMADA PEY BİLE VERMEDİM’

Hüseyin Eroğlu, eski manken Akkaya hakkında suç duyurusunda bulundu. Şikayet dilekçesinde, eski bir eğitimci olan Eroğlu’nun, “Kızının özel hayatını yerle bir eden Akkaya’yı eleştirdiği, lakin herhangi bir eleştiriyi kaldıramayan Akkaya’nın, medeni cevaplar vermek yerine hakarete ettiği” yazıyor.  Akkaya’nın tek amacının hakaret etmek, iftira atmak olduğunu anlayınca cevap vermediğini söyleyen Eroğlu, “Sosyal medyada ünlü olmanın gücünü kullanarak adımı lekelemeye çalıştı. Sanki siyasi konumumu kullanarak bir ihaleye katılmış ve fesat karıştırarak ihale almış gibi bir imaj çizmeye çalıştı. Hayatım boyunca bırakın ihaleye katılmayı, herhangi bir açık artırmada pey bile sürmedim” diyor. Bu dava çok medyatik olur. Şimdiden söyleyelim.

Evrim Alkan nereye aday?

Sosyal medya üzerinden yapılan bir açıklama önüme düşünce daha doğrusu son günlerde moda olan ‘@öneçıkar’ komutuyla önüme gelince merakım kabardı. Evrim Alkan’ın yaptığı bir açıklama. Kim bu Evrim Alkan? Açıklamanın herhangi bir yerinde kim olduğu yazmıyordu. 11 Ağustos Pazar günü yapılacak CHP Muratpaşa Gençlik Kolları Kongresi’nde başkan adayı. Bunu biliyoruz ama sosyal medyada görücüye çıkıyorsun ve binlerce kişi haberdar değil. “Altına yazsaydı bari” diye tanıdıklara not gönderdim. Altından neler neler çıktı.

MURATPAŞA’YA İKİ ADAY

Bunlar iki aday. Biri söylediğim gibi Evrim Alkan, diğeri de Salih Can Akbaş. Bir ara mevcut ilçe başkanı Hakan Genbeş de tekrar aday olmaya niyetlendi ama sonradan Akbaş lehine çekildiğini duyurdu. Salih Can Akbaş da bir video paylaşmış önceki gün. “CHP’nin ilkelerine, kültürüne, temel yapısına ve değerlerine aykırı” dediği bir durumu aktarıyor. Diyor ki, “Bayrağını astığım, sokaklarında dolaştığım, apartmanlarına çıkarak broşürünü dağıttığım mahalle temsilcileri, üye arkadaşlarımızı arayarak diğer aday için taraf olmuşlar, oy istemişler. Kıymetli büyüklerim, bir genci diğerinden ayırt ederek bu partiye en büyük kötülüğü yaparsınız”. Suçlanan mahalle temsilcileri, gönderme yapılan isimler ayağa kalkmış tabii. 

‘BUNU SİNDİRMEK LAZIM’

Evrim Alkan’ın en başta bahsettiğim açıklamasının nedeni bu sözler. Şöyle yanıt veriyor Akbaş’a: “Biz bu yola kolektif bir iradenin kararıyla çıktık. Siyaset tek başına yapılan, başına buyruk bir kavram değildir. Bize inananların bizim için oy istemesi, demokratik bir partinin, parti içi demokrasinin en doğal sonucudur. Bunu sindirmek lazım. CHP’de buyruk işlemez. Adaylar kendini anlatır, yapacaklarını söyler, kararı üyeye, delegeye bırakır. Sizleri destekleyenlerin sizler için oy istemesi ne kadar doğal, ne kadar parti içi demokrasi geleneğine uygun ise biz buna ne kadar saygı gösterip tek bir cümle dahi etmiyorsak bizim de beklentimiz aynı demokrat tavrın başkaları tarafından gösterilmesidir”. CHP gençlik kollarındaki hal ve gidiş böyle.

Finikeli çocuklara can yeleği

Finike’de güzel dostlarımız, arkadaşlarımız var. Ayrı bir severiz oraları. Bunlardan biri de Önder Akülkü’dür. Emekli tarih öğretmenidir. Kendisi gibi emekli öğretmen olan eşiyle birlikte Herodot House diye bir konaklama tesisi işletir. Tahtasını kendisinin kestiği, çivisini kendisinin çaktığı, envai çeşit meyve ağaçlarının arasında, bungalovlardan oluşan bir yerdir burası. Evlerinde vahşice katledilen çevreci çift Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu’dan yadigar Toroslar ve Akdeniz Kıyıları Çevre Koruma Derneği’ni (TORAÇDER) geçtiğimiz günlerde yeniden canlandırdılar.
İşte bu Önder Akülkü, Finikeli çocuklar ücretsiz kano sporu yapsın diye duyanlara, duymayanlara bir çağrı yaptı. “Biraz kano bulduk” dedi, “6 adet. 6 tane de Eğirdir Belediyesi gönderecek. Ama kürekleri ve can yelekleri yok. Bu konuda destek olacak hayırseverlere ihtiyaç var”. Çok değil, 20 kürek, 20 can yeleği istiyordu Finikeli çocuklar. Bir başka güzel insan, Antalya Denizcileşme Platformu Başkanı İzzet Ünlü hem duydu, hem de duyurdu bu çağrıyı. “Deniz ve gönül dostlarımız, Finikeli çocuklara kürek ve can yeleği lazım. Haydi” dedi. İstanbul’dan bir armatör dakikasında gönderdi malzemeleri. Antalya’da bu kadar isim dururken İstanbul’dan destek gelmesi insanı biraz buruyor tabii. Fakat Finikeli çocukların sevinci her şeyden önemli  Emeği geçen herkese alkış...