Türkçeyi doğru, bilinçli, nitelikli kullanmaya çalışanlar için müthiş bir kaynak var: Nişanyan Sözlük… Bir etimoloji sözlüğü bu… Son yıllarda yer adları ve isimler de eklendi. Anadolu coğrafyasındaki yer isimleri ve insan isimlerinin izini sürmek açısından derli toplu bir külliyat. ‘Külliyat’ diyorum, çünkü kendi içinde genişliyor, çoğalıyor, büyüyor. Üretim ilişkilerinin vitrini olan ekonominin yerine, kimlikler cehennemi sosyolojiyi ikame etmeye çalışıyorlar ya, işte o açıdan da ilginç veriler sunuyor bu sözlük. Meşhur ‘Z Kuşağı’nın isimlerini aktarıyor.
ANNEMİZİN MARGARİNİ DEMODE
“Z kuşağı adı ne demek?” diye soranlara cevap: 1997’ye kadar doğanlarla 2022’ye kadar doğanlar arasında nüfusu on katından fazla artmış olan isimler, ‘Z Kuşağı adı’ diye etiketlenmiş. Tablo çok ilginç… Mesela Fatma yüzde 65, Ayşe yüzde 60, Hatice yüzde 60, İsmail yüzde 53, Osman yüzde 53, Mehmet yüzde 50, Hüseyin yüzde 50, Hasan yüzde 50, Mustafa yüzde 42, İbrahim yüzde 37, Ali yüzde 31, Ahmet yüzde 28 azalmış. Anlaşılabilir bir durum bu. Çünkü artık insanlar annelerinin margarinini kullanmak istemiyor.
ECRİN’İN ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞİ
Asıl başka bir yüzü var bu değişimin. ‘Sosyoloji’ dedikleri tablonun içinde bir heyula yazıyor. ‘Z Kuşağı’ içinde Emine ismi yüzde 69 azalmış. Fakat aynı ismin Arapçası olan Amine yüzde 71 artmış. Türkçe’nin yerini Arapça, Anadolu dindarlığının yerini de Selefilik alıyor. Bu tek bir örnek değil. Ecrin, Hiranur gibi yüzde 100 artmış isimler var mesela. Bunlar son 20 yılda konulmuş isimler. Daha önce pek yoklar. Başka örnekler de verilebilir. Mesela İkra yüzde 99, Eymen yüzde 99, Esila yüzde 99, Erva yüzde 98, Ravza yüzde 98, Ebrar yüzde 97, Dua yüzde 97, Nisa yüzde 96, Hafsa yüzde 96, İsra yüzde 92, Miraç yüzde 91…
TÜRKÇE YERİNE ARAPÇA GELİYOR
Diyeceksiniz ki; Ahmet, Mehmet Arapça değil mi kardeşim, o isimler dururken, niye bunlara kafayı takıyorsun? Ahmet, Mehmet gibi isimler Arapça değil. Bir kere Mehmet, Muhammet isminin Türkçe söylenişi… Ahmet de öyle. Sonu ‘d’ ile değil, ‘t’ ile bitiyor. Türkçede ‘d’ ile biten sözcük yoktur. Almışız Ahmed ismini, yapmışız Ahmet. Türkçe söylemişiz yani, kendi sesimize uyarlamışız. Aynı şekilde Muhammet de öyle. Israrla ‘Muhammed’ diyorlar son yıllarda. Mescit bile ‘mescid’ oldu. Yılların CHP’li belediyesi Konyaaltı’nda bile ‘mescid’ diye yazıyor. Kaç defa söyledik, değiştirmediler.
EKONOMİ ÜSTÜNE SOSYOLOJİ SOSU
Son derece sinsi bir operasyon, bir tezgah yürütülüyor. Türkçenin altı oyuluyor, içi boşaltılıyor. Mehmet ismi yüzde 50 azalırken, Muhammed yüzde 60 artış göstermiş. Muhammet değil, Muhammed… Analiz çabamız bu isimleri taşıyan çocuklarla, gençlerle ilgili değil. Bu isimleri koyan anne-babaları ve onları motive eden tercihleri, ideolojiyi, siyaseti anlatmaya çalışıyoruz. Giderek artan bir dincilikten, oluşan iklimden bahsediyoruz. Bu durum öylesine bir geçer akçe, trend, moda haline geliyor ki, apolitik kitleler bile kendilerini bunun içinde konumlandırıyor. Hak, hukuk, emek mücadelesine dayalı siyaseti, ekonomi odaklı ideolojileri suçlayıp, ‘sosyoloji’ havucunu yedirmeye çalışanların bir oyunu bu.
Siyasetçilerde durum ne? ERDOĞAN DÜŞTÜ, TAYYİP YÜKSELDİ |