Termessos antik kentinde bulduğumuz sunakları yazmıştım dünkü Ters Köşe’de. Müze yetkilileri hemen ilgilendi, Termessos kazısının bilimsel danışman Mustafa Koçak ve ören yeri bekçisi Bekir Buyruk, yanlarında bir ekiple giderek sunakları müzeye taşımak için aldı. Eserler artık güvende, fakat bulundukları alan yağmaya açık. Zaten dün de anlattığım gibi, bu iki sunak kaçak bir kazıdan yadigar. Hırsızlar beğenmeyip birini kenara koymuşlar, diğerini de çukurun içinde bırakmışlar. Tesadüfen biz bulmasak, kenara koydukları sunak aşağıya doğru yuvarlanıp giderdi. Son derece sarp bir arazi ve dik bir yokuş. Antik çağda bile buraya çıkan yol, slalom pisti gibi, üst üste S çizerek yükseliyormuş.

10 BİN LİRAYA TARİH YAĞMASI

Bu bile engel olmamış hırsız tayfasına. İnsanı ürkütecek kadar zorlu olan bir arazide, buraya kadar çıkarak kazma-kürek çalışmışlar. Hırsız kilit dinlemez. Son 20-30 yılda bu yağmayı, bu talanı, bu soygunu artıran bir alet var: Detektör… 10 bin liraya satılıyor her yerde. Eline detektörü alan da dağ, bayır dolaşıyor. Her şeye ötüyor bu alet. Çiviye de ötüyor, at nalına da, gazoz kapağına da… Öttüğü yeri kazıyor hırsızlar. Kentin az biraz dışına çıkın, kırsalda biraz dolaşın, bazı alanların köstebek yuvasına döndüğünü görürsünüz.

ÖZEL KOLLUK OLUŞTURULSUN

Topraklarımız, arazilerimiz, eserlerimiz, varlığımız, malımız, mülkümüz, geçmişimiz, tarihimiz, kültürel mirasımız 10 bin liraya yağmalanıyor yani. Cebine plastik eldiveni, çantasına konserve tenekesi ile kutu kolayı koyan define avına çıkıyor her yerde. Buna karşı alınacak çok sayıda önlem var. Fakat devlet kurumları pek oralı değil. Öncelikle yasal düzenleme gerekiyor. Cezaların caydırıcı olması lazım… Tarih yağmasıyla mücadele edecek, işi antik alanları korumak olan, bu konuda uzmanlaşmış özel bir kolluk oluşturulması lazım.

ÇOK GELİŞMİŞ YÖNTEMLER VAR

Dahası da var. Dünyada koruma ve güvenlik teknolojileri çok gelişmiş durumda. Bir dolu yöntem ve cihaz var. Bunların bir kısmı ülkemizde de biliniyor, kullanılıyor aslında. Mesela fotokapanlar bizde de var. Fakat çok sınırlı alanlarda, özellikle vahşi hayatı ve ormanları gözetlemek için kullanılıyor. Güvenlik amaçlı drone uçuruluyor. Bunların artırılması ve sistematik hale getirilmesi lazım… Bütün bu alanları gözetleyecek mekanlara, kameraların bağlandığı merkezlere ihtiyaç var. Tabii bunlar için kaynak ayırmak lazım. İş oraya gelince, devletin dikkati başka şeylere kayıyor. Sağa, sola bakmaya başlıyor.

DETEKTÖR İÇİN EHLİYET VERİLSİN

Acilen alınması gereken bir başka, hatta en temel önlem de detektör satışının yasaklanması. Daha doğrusu ruhsata, ehliyete bağlanması… İş gereği kullanılacak detektörlere ruhsat verilmesi ve sıkı takip edilmesi, kültürel mirasın yağmalanmasını büyük ölçüde önleyecektir. Kullanımına izin verilen, ruhsatlandırılan detektörlere de takip cihazı takılsın. Nasıl ki cep telefonlarının sinyali takip ediliyor, bir olay olduğunda kimlerin orada bulunduğu tespit edilebiliyorsa, aynı şekilde detektörlerin de nerelerde gezindiği ortaya çıkarılabilir. Yeter ki istensin…