*** Özellikle de artan elektrik faturaları, zaten işleri durgun olan esnafı, iyiden iyiye bezdirdi. 'Nasıl öderiz bilmiyoruz' sorusunu sorup da, yanıtını bulamayan esnaf, görünen o ki çareyi elektrik düğmesine dokunmamakta bulmuş. Ehh elektrikleri kapatmak, kepenk kapatmaktan iyidir.
*** Işıklar Caddesi'nden Atatürk Caddesi'ne doğru yürüyorum. Hem ziyaret, hem ticaret mantığı ile. Belki bir iki alış veriş falan… Yola revan oldum, önce gözüme ilişen köşedeki butik. Aaa kapatmış kepengi, asmış 'devren kiralik' levhasını. Özel tasarım çalışırdı, zevkliydi vitrini. 'Yazık olmuş' diye düşünerek devam ettim. Gümüşçü Doğan, vitrini ışıl ışıl olurdu. Ayakkabıcı bilmem kim, vitrini gün ışığına teslim etmiş, ışıkları yanmıyor. Ne ola ki; kapalı mı acaba derken esnaf arkadaş, kaldırımın kenarına attığı taburede oturmuş çayını yudumluyor efkarlı tarafından.
*** Dükkanın kapısından içeriye girdim, ardım sıra geldi gümüşçü Doğan. 'Hayrola, karartma var da haberim mi yok. Neden dükkanın ışıkları kapalı' diye sorayım dedim. Sordum da 'Abla, yüksek elektrik faturaları ile baş edemeyince, elimizi elektrik düğmesine uzatmıyoruz' cevabını aldım. Esnafın çözümü, müşteriyi dükkanın ışıklarını kapatarak bekliyor. Müşteri geldiğinde ışıkları açarak işyerini de müşteriyi de aydınlatıyor. Doğru kepenk kapatmaktan daha iyidir ışıkları kapatmak.
*** Onlar, adları küçük dertleri büyük esnaf. Devletin desteği olan kredi borçlarını ödüyor, halden anlayarak! Esnafı borca sokan kredi ödemeleri. Siftah yapamadan kepenk indiren esnaf canından bezmiş, ayakta kalmanın çözümlerini arıyor. Acıyı bal eyleyerek.
