Milo ile hayatımın evrelerini üç kısma ayırıyorum. İlk evre alışma; hayatıma giren ve renklerini hayatıma katan, benim için önemini onu ilk gördüğüm andan itibaren kalbimde hissettiğim Milo’m ile yaşama sürecine alışmaya başlamam, bu karnaval havasında deneyimlerimin başlangıcı oldu.

Dilini bilmediğim ama anlaşabileceğimi bildiğim bir canlı ile yaşamaya başlamamın hem hevesi hem de korkusu içimdeki kelebeklerin kanat çırpışıyla birlikte sanki dışarı çıkmak istermişçesine bir baskı hissetmeme neden oluyordu. Korkuyordum çünkü onu anlamak ve onunla anlaşmak en çok istediğim şey olmakla birlikte henüz bunu nasıl başaracağımı bilemiyordum. Hevesliydim çünkü zor da olsa birbirimizi anlayabileceğimizi biliyordum.

Döngümüzün başlangıcı zorluklarla ve anlamlandırma aşamalarıyla geçti. Ben Milo’yu tanırken o da beni tanımaya çalışıyordu. Her şey karşılıklıydı. Bu zorlu süreci atlattığımızda güçlü bir şekilde devam edeceğimizi ikimiz de biliyorduk. Ve öyle de oldu.

Alışma sürecini atlatmamızın ardından döngümüzün ikinci evresi olan hayatımıza değer katma aşamasına ulaştık. Çünkü bu hayatta kimse kimsenin hayatına öylesine girmez…

Kimileri iz bırakır kimileri silik anılar… Ama her koşulda hayatımıza giren her canlı bizlere bir şeyler öğretir ve bu öğretileri bizlere miras bırakır. Bu mirası nasıl değerlendireceği ise kişinin kendisine kalır.

Ben bu mirası güçlendirerek değerlendirmeyi tercih ettim. Döngümüzün üçüncü evresi olan öğrendiklerimi hayatıma harmanlamak ya da onun bana kattığı öğretileri unutmamam, bizim bana göre kısa olan hayat birlikteliğimizin hem sonu hem de sonsuzluğu oldu.

Hayatımıza giren her insanla yaşadıklarımız bize kalan mirastır. Bunu görebilmek ise büyük bir şanstır. Yaşanılanları tebessüm ile hatırlayıp kimseye kızgın ya da kırgın kalmadan ve en önemlisi önce kendine sonra yaşadıklarına saygı duyarak öğrendiklerini hayatının bir köşesinde tutabilmek, bu mirasa verilebilecek en güzel değerdir.

Benim en büyük mirasım ise Milo’dan öğrendiklerim oldu. O kadar büyük bir miras ki bu, sizlere de bunu büyük bir mutlulukla aktarıyorum.

Sizler de bir düşünün hayattaki en büyük mirasınızı. O mirasa kızgın mısınız, kırgın mı? Yoksa mutlu musunuz bu mirasla?  Düşünün ve keşfedin mirasınızın gerçek değerini.