Her sporcunun en büyük hayalidir; milli formayla olimpiyatlarda yarışmak ve derece yapmak... Spor dünyasının en prestijli organizasyonlarından biri olan Paris 2024 Olimpiyat Oyunları bütün dünyada çok ses getirdi.

Paris Olimpiyatları’nda 3 gümüş ve 5 bronz olmak üzere toplam 8 madalyayla Türkiye, sıralamada 64'üncü oldu. Kadınlar boks branşında Buse Naz Çakıroğlu ve Hatice Akbaş gümüş madalya, atıcılık 10 metre havalı tabanca karışık kategorisinde Yusuf Dikeç ve Şevval İlayda Tarhan gümüş madalya kazandı. Güreşte Taha Akgül, Buse Tosun Çavuşoğlu, tekvandoda Nafia Kuş Aydın, boksta Esra Yıldız Kahraman okçulukta Mete Gazoz, Muhammed Abdullah Yıldırmış ve Ulaş Berkim Tümer'den oluşan Klasik Yay Erkek Milli Takımı bronz madalya kazandı. Maalesef altın madalya kazanamadık.

Olimpiyatlar 32 spor dalında düzenlendi. Türkiye’den 18 dalda 101 sporcu katıldı. Her yıl girdiğimiz dalların dışında bu yıl atıcılıkta büyük bir başarıya imza attık. Yusuf Dikeç’in ikonik pozu bütün dünyayı salladı. Eli cebinde, ekipman kullanmadan yaptığı atışlar olimpiyatlarda en çok konuşulan olay oldu.

Olimpiyatlar bitti şimdi hesap zamanı, değerlendirme zamanı. Neyi yanlış yapıyoruz neden bir altın madalya kazanamadık? Biliyorsunuz ülkede spor, bakanlık ve federasyonlar tarafından yürütülüyor.

Yasaya göre, olimpiyat oyunları bittikten sonra 3 ay içinde Gençlik ve Spor Bakanlığı'na bağlı spor federasyonlarının, olağan seçimli genel kurulunu yapması gerekiyor. Fedarasyonların seçim süreci başladı.

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak olimpiyat sonrası yaptığı açıklamada şunları söyledi; "Bazı sonuçlar bizi gelecek adına umutlandırırken, bazı sonuçlar da önemli mesajlar verdi. Devlet, imkan sağlar. Biz, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak spor federasyonlarımıza en üst düzey imkanları sunduk. Sağladığımız bu imkanlar, dünyanın pek çok ülkesinde yok. Bunu sadece biz değil uluslararası tüm spor kamuoyu söylüyor. Buna rağmen bu imkanları doğru ve verimli kullanamayan federasyonlar bunun hesabını verecektir"... Şimdi federasyonlar düşünsün.

Bu arada merak edenler için söylüyorum. Devlet olimpiyatlarda altın madalya kazanan sporculara 1000 Cumhuriyet altını, gümüş madalya alanlara 600 Cumhuriyet altını, bronz alanlara da 300 Cumhuriyet altını veriyor. Çoğu ülkeye göre güzel ödül bunlar.

Yusuf Dikeç madalya sonrası yaptığı açıklamada federasyonlarda yaşanan olaylarla ilgili sinyal verdi aslında. Kazandığı madalyayı geçen yıl dünya şampiyonası öncesi silahını elinden alanlar dışında Türk halkına armağan etti. Keşke bu insanların kim olduklarını da açıklasaydı.

Federasyonlarda çok büyük sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. Sonuçta en iyisini yetiştirip, seçip, göndermek zorundasınız. Bu iş gerçekten layığı ile yapılıyor mu? Hakkın yerini bulduğunu hiç düşünmüyorum.

Mesela bisikletten bir örnek vermek istiyorum. Bu yıl olimpiyatlarda bisiklet branşında ülkeyi Burak Abay temsil etti. Kendisi 15 yıldır bisikletçi olduğunu ve 2.5 yıldır olimpiyatlara hazırlandığını söyledi. Yarışta 275 kilometrelik parkuru tamamlayamadan çekildi. Öncesinde de hedefinin parkuru tamamlamak olduğunu dile getirmişti. Bu açıklama oldukça tuhaf gelmişti; bu sıradan bir yarış ya da bir organizasyon değil ki... Parkuru tamamlamak da nedir? Gerçek bir olimpiyat sporcusunun yapacağı türden bir açıklama değil. Artı bu yarışta en ideal, en iyi isim Burak Abay mıydı? Koskoca Türkiye’de başka bisikletçi yok muydu?

Açıkçası çok da merak ediyorum Burak Abay yarış öncesi kaç defa 275 kilometrelik parkur yaptı? Bütün iş federasyonlarda bitiyor. Sonuçlar ortada, gerisini siz düşünün.