Milo, sosyalleşmeyi çok seven bir köpekti. Dışarıda adeta küçük bir çocuk gibi oradan oraya koşar etrafındaki her şeyi ve herkesi tanımaya çalışırdı.

Sahipli köpek arkadaşları elbet vardı ama onun en yakın arkadaşları daha çok sokak köpeklerinden oluşuyordu. Yürüyüşe çıktığımızda etrafına 10’a yakın sokak köpeği arkadaşlarını toplar ve öyle gezmeye devam ederdi. Onların lideri gibi olurdu. Bu liderliğin getirdiği bazı sorumluluklar vardı. Bu sorumlukların başında ise her şeye rağmen devam etmek geliyordu.

Eğer bir lidersen etrafında kimse yokken de lider olmaya devam etmelisin. Milo da tam olarak böyle yapıyordu. Arkadaşları yanında olsun ya da olmasın yoluna devam edip hiçbir zaman karizmasından ödün vermiyordu.

Yukarıda da bahsettiğim gibi Milo afacan bir çocuktan farksızdı. Sahilde yürüyüşe çıktığımızda yüksek duvarların üzerinden yürür, bazen dengesini kaybeder ama asla bozuntuya vermeden o asil yürüyüşüne devam ederdi.

Sahil yürüyüşlerimizin birinde afacan Milo’m kayaların üzerinden yürümeye karar verdi. Hani bizlere de olur ya; merdivende bir basamak daha var sanıp boşluğa adımımızı atarız, işte Milo da tam olarak böyle bir an yaşayıp adımını boşluğa attı ve…

Milo suya düştü. Ardından kayaların üzerindeki yürüyüşüne devam etti. O an ben bile öyle bir korkuya kapılmıştım ki…

Ama Milo için her şey yolundaydı.

Milo’nun her hareketi beni kendi içimde derin bir yolculuğa çıkartırdı. Bu yolculukların varoluşsal temaları, her olayda beni bambaşka düşüncelere götürür, hayatımda başka bir kapıyı açar ve o kapıdan içeri girdiğimde beni bambaşka bir bakış açısıyla karşılardı.

Yeni bir yolculuğa çıkma hevesi ile yaşadığımız sahil yürüyüşünün ardından Milo’nun davranışı üzerine düşünmeye başladım.

Daima yürüdüğü yola devam etmesi üzerine…

Pes etmek ve etmemek üzerine…

Pes etmek ne kadar kolaydı, öyle değil mi?

Başına gelen en ufak bir olaydan sonra yürüdüğün yolu bırakmak, kolay olanı seçmek...

Ben de bir zamanlar kolay olanı seçerdim. Milo’nun anısındaki gibi bir kayalıkta yürürken düşersem, düştüğüm yerde kalıp devam edemezdim. Basit olan her zaman en iyi kaçış yoluydu ve ben de kaçmayı çok iyi bilirdim ama Milo bana yola devam etmem gerektiğini öğretti.

Ben, Milo ile büyüme şansı yakalayarak ondan öğrendiğim birçok hayat dersi ile bakış açımı geliştirdim, geliştirmeye de devam ediyorum fakat böyle bir şansı yakalayamayan okuyucularımız için birkaç cümlem olacak:

Her zaman rengarenk gökkuşakları ile hayatlarını sürdürmeyi bekleyenlere kötü bir haberim var; hayatınızda elbette ki düştüğünüz anlar olacak ama önemli olan, pes etmeyip o renkleri tekrar yakalamak için ayağa kalkmanız…