Aşure, sadece bir tatlı değil; geçmişin mirası, kültürün simgesi ve insanlığın evrensel değerlerinin tatlı bir ifadesidir. Onun içinde barındırdığı çeşitlilik, birlikteliğin ve farklılıkların nasıl ahenkle bir araya gelebileceğini bizlere gösterir. Bu anlamda aşure, sadece damaklarda bıraktığı lezzetle değil, derin felsefi anlamlarıyla da dikkat çeker.
Aşure, Nuh’un gemisinin tufandan kurtulmasıyla ilişkilendirilen bir tatlıdır. Rivayete göre, Nuh ve beraberindekiler karaya çıktıklarında gemide kalan son erzakları bir araya getirip bu tatlıyı yaparlar. İşte aşure, o gün bugündür, bir araya gelmenin, birlikte olmanın, dayanışmanın ve umutla geleceğe bakmanın sembolüdür. Her bir malzeme, farklı kökenleri ve kültürleri temsil eder; hepsi birlikte tatlı bir uyum oluşturur. Bu yönüyle aşure, geçmişten günümüze bir köprü, kültürler arasında bir bağdır.
Aşure, çeşitliliğin ve birliğin tatlı bir simgesidir. İçinde barındırdığı onlarca farklı malzeme, aslında farklı kültürlerin, inançların ve yaşam tarzlarının bir arada nasıl ahenkle var olabileceğinin bir metaforudur. Fasulye, nohut, buğday, fındık, kuru incir, nar ve daha niceleri... Her biri farklı tatlar, farklı dokular getirir ama bir araya geldiklerinde mükemmel bir uyum yakalarlar. İşte bu, toplumsal hayatın da bir yansımasıdır. Farklılıklarımızla bir arada olmak, bu farklılıkları bir zenginlik olarak görmek ve birlikte uyum içinde yaşamak... Aşure bize bunun mümkün olduğunu gösterir.
Aşure, insanlığın ortak değerlerinin bir aynasıdır. Dayanışma, paylaşma, birliktelik ve hoşgörü... Bu değerler, aşurenin içinde somutlaşır. Her bir malzeme, bir diğerini tamamlar ve ortaya çıkan tat, her birinin katkısıyla daha da güzelleşir. Bu, bize insan ilişkilerinde de geçerli olan bir gerçeği hatırlatır: Hepimiz birbirimize bağlıyız ve bir arada olduğumuzda daha güçlü, daha anlamlı, daha güzeliz. Aşure, bu anlamda, insanlık ailesinin bir yansımasıdır.
Aşure aynı zamanda umut dolu bir geleceğe bakışın tatlı bir ifadesidir. Her yıl, farklı evlerde, farklı ellerde yapılan bu tatlı, geçmişin izlerini taşırken geleceğe dair umutları da beraberinde getirir. Birlikte olmanın, paylaşmanın ve dayanışmanın önemini hatırlatır bize. Her bir kaşık, bu değerlerin bir kutlamasıdır. Aşure yaparken ve yerken aslında bir araya gelmenin, birlikte olmanın ve geleceğe umutla bakmanın güzelliğini yeniden keşfederiz.
Aşure, bir tatlıdan çok daha fazlasıdır. O, geçmişin mirası, kültürün simgesi, insanlığın ortak değerlerinin tatlı bir ifadesidir. Her yıl yeniden yapılan, yeniden paylaşılan ve yeniden hatırlanan aşure, bize bir arada olmanın, farklılıklarımızla uyum içinde yaşamanın ve geleceğe umutla bakmanın önemini hatırlatır. Aşure, insanlığın tatlı bir yansımasıdır ve her bir kaşıkta bu derin anlamları taşır.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı'na bağlı aşevlerinde hazırlanan aşurelerin dağıtımı, Kapalı Yol'da 18 Temmuz'da binlerce kişiye ikram edilerek başladı. Muharrem ayı boyunca Antalya merkez ve 19 ilçesinde toplam 40 bin porsiyon aşure ikram edilecek. Dağıtımın geri kalan günlerindeki programı Antalya Büyükşehir Belediyesi sosyal medya hesapları ve internet sitesinden takip edebilirsiniz.