Koşma fikri her geçen gün kafamda birazcık daha inancını yitirmeye başladı. Sıcaklardan dolayı çok bir ilerleme kaydedemedim. Aklımın bir köşesinde düşüncesi devam ediyor. Bu fikrin iyice oturması için hem teorik hem de uygulamalı akışımda yer alması gerekiyor. Düzenli ve istikrarlı olmak lazım. Bu da demek oluyor ki bolca motivasyona ihtiyaç var. ‘Bu işi yapabilirim’ motivasyonunda öncelikle fiziksel uygunluğumdan şüphe etmiştim. Zihin bir türlü konfor alanından çıkmak istemeyip önüme bir sürü bahaneler sunuyor. Çok az bir araştırmayla koşmak için evrildiğimizi öğrendim. Koşmak bizim doğamızın vazgeçilmez bir parçası. Hayatta kalmak için avlanan ilk insanların koşarak avlanması ya da tehlike anında koşarak uzaklaşması insanın biyolojik evrimine büyük katkı sağladı ve hatta yapılan araştırmalara göre insan ayak parmağından kafatasına kadar koşmak için evrimleşti. Hiç düşündünüz mü ayak parmaklarımız neden kısa diye? Koşarken kırılmaması için. Eklem, kas, şekil tamamen koşmak için şekillendi. Açıkçası koşmak için doğmuşuz. Anatomimiz bu sporu tamamen destekliyor. Uzun mesafeleri kat etmeye gelince rakamları duyunca dudaklarımız uçukluyor ama ona da elverişliyiz. Bizler dayanıklı uzun mesafe koşucularıyız. Buna en büyük kanıt en hızlı koşan canlıları avlayabilmişiz. Peki ilk insanlar antilop gibi çok hızlı koşan canlıları nasıl avladılar? İnsanları diğer canlılardan ayıran en büyük adaptasyon ısıyı dağıtma yeteneği; devamlılık için soğuma çok önemli, artı terleme yeteneğine sahibiz. Avcılar, koşarak uzun bir süre boyunca avlarını takip eder; bu sırada av hayvanı yüksek sıcaklıklara çıktığı için soğumaya ihtiyaç duyar ve yorgunluğa yenik düştüğünde de avlanırlardı. Bu insana özgü bir avlanma şekli değil. Diğer hayvanlar da bunu yapıyor ama tek bir farkla... Sıcak iklimlerde bu yöntemi kullanamazlar çünkü vücutlarını insan vücudu gibi soğutamazlar. İnsan vücudu, yüksek sıcaklıklarda bile uzun süre koşmaya dayanabilecek şekilde evrilmiştir. Muhteşem vücutlarımızla artık avlanmıyoruz, herhangi bir hayatta kalma dürtüsü olmasa da hala mevcut yeteneğimizden faydalanarak koşmaya devam ediyoruz. Koşmak fiziksel bir eylem olarak görünse de aynı zamanda zihinsel ve ruhsal bir yolculuk gibi görünüyor. Kendi sınırlarımı zorlamak iyi ve mutlu hissettiriyor. Bence en çok da bu yanı insanları çekiyor. Böyle bir etki yaratmasa sadece fiziksel bir eylem olsaydı modern tembel dünyada hiç kimse koşmak için çaba göstermezdi