Ülkemizde yaşayan milyonlarca insan, günlük ihtiyaçlarını karşılamak için her geçen gün daha fazla mücadele etmek zorunda kalırken asgari ücretin artırılmaması, çalışanları bu enflasyon ortamında ve pahalılıkta büyük zorluklarla karşı karşıya bırakacak gibi görünüyor. Gıda, kira ve temel ihtiyaçların fiyatları hızla artarken sabit kalan maaşlar insanların geçim derdini katlanılmaz hale getirecek, özellikle düşük gelirli aileler ve genç çalışanlar için bu durum daha da zorlayıcı olacak.
Öğrenciler de bu ekonomik dar boğazdan fazlasıyla etkilenecekler. Eğitim hayatlarına devam ederken iş bulan şanslı kesim içinde part-time çalışarak geçimlerini sağlamak zorunda kalan öğrenciler, sabit kalan ücretlerle yaşamlarını sürdürebilmek için daha fazla saat çalışmak zorunda kalacak ve bu durum, eğitimlerine ve kişisel gelişimlerine ayırabilecekleri zamanı azaltacak. Yüksek öğrenim görmenin maliyetleri de artarken birçok öğrenci eğitimlerine devam etmekte zorlanacak. Bu durum hem maddi hem de manevi olarak öğrencilerin önüne aşılması güç engeller koyuyor ve onları bilimsel kariyer hedeflerinden ve geleceğe dair hayallerinden uzaklaştırıyor.
Emekliler ise bu ekonomik darboğazda en savunmasız kesimlerden biri. Yıllarca çalışarak emekliliğe hak kazanmış olan bu insanlar, emekli maaşlarının yetersizliği nedeniyle yaşam standartlarını koruyamıyor ve artan enflasyon, emeklilerin birikimlerini eritirken temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmalarına neden oluyor. Sağlık harcamaları gibi ekstra giderler, bu kesimin geçim sıkıntısını daha da derinleştirecek.
Yoksulluk, toplumumuzun bir gerçeği olarak karşımızda duruyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlikler ve ekonomik dengesizlikler, yoksulluğun yaygınlaşmasına sebep oluyor. Asgari ücretin artırılmaması, yoksul kesimlerin yaşam koşullarını daha da kötüleştirecek ve sosyal eşitsizlikleri derinleştirecek. İnsanların temel hakları olan barınma, gıda ve sağlık hizmetlerine erişimlerinin kısıtlanması, toplumsal huzuru ve refahı olumsuz yönde etkileyecek.
Her geçen gün toplumsal dayanışma ve adil gelir dağılımı politikalarının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Asgari ücretin enflasyon karşısında erimesinin engellenmesi ve dar gelirli kesimlerin yaşam standartlarının korunması, sosyal adaletin sağlanması açısından hayati bir öneme sahip. Öğrencilerin eğitimlerine devam edebilmeleri, emeklilerin huzurlu bir yaşam sürdürebilmeleri ve yoksulluğun azaltılması için gerekli adımlar atılmalı, toplumsal refahı artırıcı politikalar benimsenmeli. Çünkü eşit bir gelecek, adil bir ücretle başlar ve insanca yaşam, adil ücretle mümkündür.
Enflasyonun ağır yükü
Funda Alpaslan Talay / Sosyolog
Yorumlar