Dünden beri İsrail ve Filistin arasındaki savaş görüntülerine şahit olurken, yine tarihe tanıklık ediyoruz. Görüntüler o kadar korkunç ki empati yeteneği birazcık bile gelişmiş birisinin o şiddet içerikli video ve fotoğraflara bakarken nefesi kesilir. Her yerde ceset, kan, yıkım, duman, ateş… Ve maalesef yine en mağdur olan kadınlar ve çocuklar. Bu ne rezil bir zihniyet... Sosyal medyada dolaşıma sokulan kadın görüntülerini görüp de savaş çığırtkanlığına devam edenlerin ne kadarının insanlıktan nasibini aldığını sorgulatan bir vahşet. Siviller üzerinden, kadınlar üzerinden, çocuklar üzerinden, yaşlı insanlar üzerinden, hayvanlar üzerinden yapılan ve onlara zarar veren her eylem, amacı ne olursa olsun rezildir, insanlık dışıdır ve kabul edilmemelidir.
Uzun yıllardır devam eden, silah endüstrisinin ve para babalarının ellerini ovuşturarak desteklediği ve birçok insanın hayatını etkileyen bir trajedi olan şiddete sebep olan savaşın ne kadar kötü olduğunu vurgulamaya ne yazık ki hala ihtiyaç duyuyoruz. Böyle bir şeye ihtiyaç olmasaydı eğer, sosyal medyada savaş çığırtkanlığı yapan insanlar görmüyor olurduk.
İsrail-Filistin savaşı, uzun yıllardır süren ve binlerce masum insanın hayatını kaybetmesine neden olan bir felaketken bu savaşın en acı sonucu, her iki tarafta da insanların kayıpları, insanlığa ve dünyaya yapılan tahribat ve tarihe bir kere kaydedilen nefret ve vahşettir. Tecavüze uğrayan, yakınlarını kaybeden ya da öldürülen insanlar, dini ve siyasi çatışmanın mağduru olmuş, yaşamları sonsuz bir belirsizlik içine sürüklenmişken şunu sorgulamak gerekmiyor mu? Hangi siyasi görüş, hangi din kadınlara tecavüz edip sivilleri katletmeyi emrederek cennet vaat ediyor? Kadınlara tecavüz edip esir alıp çırılçıplak bedenlerini sokakta sürükleyen kim olursa olsun, nasıl desteklenebilir? 
Savaşın en acı sonuçlarından biri, çocukların ve gençlerin travmatik deneyimleri ve kayıplarıdır muhtemelen. Bu çocuklar, geleceklerini kaybetme riskiyle karşı karşıyayken ve savaşın etkileri onların zihinlerinde uzun yıllar boyunca devam edebilecekken bu çocuklar, barış yerine şiddetle büyümekte... Düşünsenize, bu da gelecekte daha fazla çatışma ve acıya yol açmaz mı?
Savaşın ekonomik etkileri de göz ardı edilmemeli. Ekonomik sorunlar, toplumsal huzursuzluğu artırarak daha fazla şiddetin önünü açar; bu da bilin bakalım en çok kimin işine gelir?
İnsanların güvenliği ve yaşam kalitesi, her türlü şiddet eylemiyle ciddi şekilde zarar görmüş durumda. Son yıllarda o kadar fazla savaşa şahit olduk ki bunlarda en çok dikkat çekmesi gereken durum da sivil yerleşim bölgeleri, hastaneler ve okulların sık sık hedef haline gelmesi ve bu yüzden de sivil kayıpların artması. Bütün bu savaşlar, insanların temel haklarına saygıyı ciddi şekilde ihlal etti.
Savaşın insanları ayrıştırma ve düşmanlaştırma etkisi, barışın daha da uzaklaşmasına yol açıyor, insanlar film izler gibi şiddet görüntülerini izlerken destekledikleri şiddetin bir gün kendilerinin de mağduru olabileceklerini hiç düşünmüyorlar. İnsanlar, taraflar arasındaki öfkeyi ve düşmanlığı içlerine sindirerek gelecek nesillere daha fazla nefret miras bırakırken izledikleri görüntülerin bir film sahnesinden değil de gerçek hayattan olduğunun ne kadar farkındalar emin değilim.
İsrail-Filistin savaşı ya da herhangi bir savaş teşebbüsü uluslararası toplumun birçok ülkesinin endişe kaynağı olmalı, peki sizce oluyor mu? Savaşların sona erdirilmesi ve barışın sağlanması için uluslararası çabaların artırılması gerekmez mi? Taraflararası diyaloğun teşvik edilmesi ve insan haklarına saygının öncelikli olması gerekmez mi? Sizce dünyadaki bu barış ortamının sağlanması için kim, ne kadar çaba harcıyor ve bunu yapanlar varsa ne kadar samimi?
Herkes bu trajedinin sona erdirilmesi ve dünya barışının sağlanması için daha fazla çaba harcamalı, hiçbir şey yapamıyorsak bile en azından sosyal medyayı bu bilinçle kullanıp sözlerimizin şiddeti destekleyip desteklemediğine dikkat etmeliyiz. Bu savaşların sonu gelmeli ve insanlar arasındaki çatışma yerine iş birliği ve barışın yolu açılmalı, hem de hemen!