Roman yazarları içinde mesleği aynı zamanda tıp alanında, psikoloji üzerine olan özellikle psikoterapistler çok başarılı eserler ortaya çıkarıyor. Irvin D. Yalom bu isimlerden ilk aklıma gelen.
Türk Edebiyatı’nda ise hemen söyleyebileceğim birkaç isim anımsıyorum. Daha önce ‘Hayat’ isimli kitabını size anlattığım Engin Geçtan, Yeşim Türköz, Cem Mumcu ve utanarak itiraf ediyorum, kitaplarını bildiğim halde henüz okumadığım Kaan Arslanoğlu hatırladıklarım.
..
Bir psikoterapistin insan hallerini, kendi deneyimleriyle birlikte, iyileşmesi için emek harcadığı diğer insanlar üzerinden tanıması muhteşem bir deneyim olmalı. Bizler de onların eserleri üzerinden ancak dinleyici olabiliyoruz. Elbette yorucu ve özverili bir meslek. Zengin bir iç dünyası birikimine sahip olmaları kaçınılmaz. Asıl yetenek ve çaba ise bu birikimi kağıda dökebilmek. Bunun için insan ruhlarını iyileştiren ve hayal gücüyle yarattıkları yeni karakterlerle bizim dünyamızı da renklendiren doktorları çok seviyorum. Zaten böylesi zor bir mesleği seçtikleri için en baştan sevgi ve saygıyı hak ediyorlar.
..Irvin D. Yalom’un Kabalcı Yayınevi’nden yayınlanan ‘Varoluşçu Psikoterapi’ ve ‘Her Gün Biraz Daha Yakın’ ı okurken biraz zorlanmıştım. ‘Her Gün Biraz Daha Yakın’ okuyucu olarak beni bir başkasının terapi seansının içine çekip kendime sorular sormamı sağlamıştı. Kitabın ilerleyen sayfalarında, iki koltukta da oturmak, bazen terapi alan bazen de terapist olmak ilginç bir okuma deneyimi yaşatmıştı. Sonuçta iç karartıcı durumlar için empati kurmamaya çalışmak biraz zorlasa da yorulduğumu hissetmiştim.
..
Irvin D. Yalom’un eşi Marilyn Yalom da önemli bir yazar ve edebiyat profesörü. Kitaplığımda onun çok ilginç bir eseri var: ‘Memenin Tarihi’. Çitlembik Yayınevi tarafından 2002 yılında yayınlanan bu kitap, Marilyn Yalom’un kadın memesine ait binlerce yıldır süregelen tüm inanışları, anlatımları ve tasvirleri anlattığı benzersiz bir araştırmayı içeriyor.
..
‘Varoluşçu Psikoterapi’ yi hala bitiremedim. Yalom’un insan yaşamındaki dört kaygıyı anlattığı ki bunlar, ölüm, özgürlük, varoluşsal yalıtım ve anlamsızlık… Ölüm kısmını geçemediğim için kitaba devam edemiyorum. En büyük kaygım olduğu için belki de…Kendisi de varoluşçu bir psikolog olan Rollo May, ‘Varoluşçu Psikoterapi’ için “ İnsanların neyi neden yaptığıyla ilgilenen herkes bu kitabı okumalıdır" diyor. Ben de ona katılmakla birlikte, kendisinin eserlerinden ‘Aşk ve İrade’ ile ‘Yaratma Cesareti’ ni mutlaka okumanızı öneriyorum.
Ve ‘Her Gün Biraz Daha Yakın’ dan güzel bir alıntıyla sizi baş başa bırakıyorum: “Eğer insanlara söyleyecek iyi bir şeyin yoksa, hiçbir şey söyleme.”