Yakın bir geçmişte; Kaleiçi'nin her sokağına birer, ikişer ve hatta üçer elektronik dubalar konuldu.

Dubaların yanlarına birer büyük kutu içinde onları açıp kapatacak aletler yerleştirildi.

Daracık sokak ama planlayan nasıl planladı ise oraya iki tane dubayı, betonları parçalayıp yerleştirdiler.

Benden başka kimseden hiçbir ses çıkmadı.

'Neden ve niçin bunlar konuluyor?'

'Ne faydası olacak?'

'Bunlara ödenen paralara yazık' dedim.

Dedim ama dinleyen olmadı!

Zaman geçti; o dubaların bir kısmı çıkık, bir kısmı sönük sokaklarda öylece kala kaldı.

Dubaların arası öyle açık ki; girmek isteyen araç rahat rahat girip çıkabiliyor bu sokaklara; Fırın Sokak'taki gibi!

Sadece itfaiye ve polis araçları geçerken açabiliyorlar.

Hesapçı Sokak'ta yani Kesik Minare'nin sol yanındaki sokaktaki dubaya birileri nasıl çarptıysa; dış kaplaması sökülmüş, içindeki demir iskeleti görünüyor.

Kaç defa yazmama rağmen bu duba hala yıllardır öylece durmakta, kimsede ilgilenmemekte ısrarcı!

HIDIRLIK SOKAK'TAKİ

TRAFO PATLADI!

Bana haber verdiler, baktım çalışıyorlar geri geldim.

Ama sonradan duydum ki itfaiye, patlayan trafonun olduğu yere dubalar yüzünden gelememiş.

Çünkü trafo patlayınca elektrikler kesilmiş, elektrik olmayınca da bu dubalar çalışmamış.

Sonra?

İtfaiyeciler ellerinde, omuzlarında yangın tüpleriyle koşa koşa yangın yerine gelmişler!

Maalesef yıllardır hiçbir bakımı yapılmayan bu trafoların birçoğu bozuk durumda!

İçlerinde kollu olanlar da aynen bozulmuşlar.

BOZUK OLMAYAN YER Mİ KALDI?

Sokaklarda lambalar yanmıyor. Bozuk!

Yollardaki döşeli taşlardan bütün yollar aylardır bozuk! İçlerine dolan çamurlu sular; üzerlerine basanların üstünü başını kirletiyor ama gören yok! Kameralar bozuk!

Saat Kulesi'nin saati sık sık durmaya başladı! Çünkü bozuk!

Yivli Minare'den Cumhuriyet Meydanı'na çıkan yerde çukur var. Çünkü yol bozuk!

Keçili Park'taki keçilerin tahtalarını kırıp yaktılar! Ama gören, bilen yok! Çünkü niyet bozuk!

Bazıları dükkanlarını veya yıkadıkları otolardan akan sıvı deterjanlarını sokağa döküyorlar. Çevreyi kirletiyorlar.

Aldırış eden yok!

Hemen hemen her sokakta temel için kazılmış çukurlar var. Bunların üzerlerine evler yapılıyor; haberleri yok!

Camii Sokak/Hıdırlık Sokak kesişimindeki kameralı direğe otomobil çarptığı için yeniden elektrik hattı çekildi.

Direk yerde yatıyor; ama yapacak bir ilgili yok!

HEP SORUYORUM: BAKAN KİM?

Maalesef şu bir gerçek ki; Kaleiçi'nden direkt sorumlu olan bir kimse yani 'Bakan' kadar sorumlu ve yaptırımı olan bir birim veya yetkili yok!

Olmadığı için de Kaleiçi'deki çirkinlikler yıllardır aynen devam ediyor.

Aklıma geldi!

Geçmiş yıllarda Cumhuriyet Meydanı ortasına seyyar tuvalet konuldu dediler. Bir ressam arkadaşımızda fotoğrafını paylaşmıştı. Bende bir iki gün sonra oraya gittiğimde; bitpazarı gibi bir etkinliğin tüm Cumhuriyet Meydanı'nı işgal ettiğini gördüm.

Bu nasıl bir saygı? Bu nasıl bir plansız, projesiz ve o güzel meydanın ismini zedeleyecek kadar çirkin bir kutlama?

Saygısızlık derecesinde bir uygulamaydı.

Yukarı meydanda böyle bir uygulama yapılırken; meydana destek veren surlardaki yıkıntıların; hala bir moloz yığını gibi durduğunu görünce inanın çok üzüldüm. Turistlerin Kaleiçi ve deniz manzaralı çektikleri bu fotoğraflarda; bu molozlar bir çirkinlik olarak kameraya yansıyor.

Bu surların yıkılmasına neden olan incir ağaçları ve kökleri iyice boy vermiş durumdaydı.

Sizlerin ve turistlerin 'normal' olarak gördükleri bu manzaraların hiç birisi bence normal olamazlar!

Artık bu türden boş vermişliklere son verilmeli ve topu taca atmaktan vazgeçilmelidir.

Mesela; ben bu yazıyı yazarken ayın 15'i idi. 27 Ocak'ta yetkililere, keçilerin odun niyetine yakıldığına dair telefonla; bir vatandaş olarak, bir ressam olarak, orada yaşayan bir kişi olarak haber verdim. Bana 7 Şubat günü 'talebiniz ilgili birime iletildi' diye telefon ettiler!

'Lütfen ne belediyemize, ne siz çalışanlara ve ne de başkanlarımıza bunlar olumsuz olarak yansımasın. Gereğini yapın. Burası turistik bir yer; her gün yerli ve yabancı turistler buraları gezip görüyorlar. Bu çirkin görüntüyü engelleyin' dedim!

Dedim de ne oldu acaba?

Siz tahmin edin?

Kaleiçi'nde bozuk olan dubalar değilmiş!

Her yazımda bunları bir dost olarak hatırlatıyorum ama maalesef bozuk saat çalışmıyormuş. Bunu anladım!

Not: Bu bozuklukta; duvara yazılan çirkin sloganı söylediğim devriye gezen iki polis memuru hemen ilgili makamlara ulaşarak o yazıların üzerini boya ile kapattırmışlar!

İnanamadım ama bir gerçekti.

Doğrularımız da var demek ki; ne mutlu Kaleiçi'ne!

Teşekkür ediyorum polislerimize.