Ben bazen takılıp kalıyorum ve o konuyu daha iyi anlamaya çalışıyorum. Ama olmuyor. Benim düşüncelerimle; gördüklerim arasında çok büyük çelişkiler oluyor!
Zar zor kazanılan dövizlerimiz; ya kedi köpek mamasına ya da her eve, her dükkana, her sokağa ve hatta yollara konulan kameraları satın almak için harcanıp gidiyor.
Kaleiçi eskiden, yani 20 sene önce ne kadar sade bir yerdi. Kaleiçi'ni terk edip gidenlerin boş bıraktıkları konakların alt ahır kısımları hemen dükkana çevrilmiş; üst katlar da ya pansiyon ya da otel yapılmış idi.
Kaleiçi evleri yavaş yavaş dolmaya başladı. Bilhassa sponsorlu barların açılmasıyla sakin bir yer gibi duran Kaleiçi sokakları canlandı. Yabancı turist gelmiyordu ama yerli misafirler bu mekanlara akın etmeye başlamışlardı. İki sokağımız halen böyle işletmelerle dolmuş vaziyette.
Yaptıkları canlı cansız müziklerle; ev sahiplerini ve otellerde kalan turistleri rahatsız etmelerine aldırış etmeyince; araya polis ve zabıta girmeye başladı. Zabıta sokak işgallerini önlemeye çalıştı. Polisler de asayişi kontrol etmeye çalıştılar.
Bunlar olurken direklere kameralar konulmaya başlandı!
Herkes 'polis kamerası' sandı! Belediyenin imiş! Onlar da ne için koymuşlar kimse sorgulamadı! Ta ki; benim bir kameranın objektifinin yere doğru çevrili fotoğrafını çekip yayınlayıncaya kadar.
Sonra araya polis kameraları girmeye başladı. Döner başlı, sağında solunda artı birkaç kamera daha koydular!
Eee!
Onların da hiçbir işe yaramadıkları ortaya çıktı.
Kayıt yok! Ne belediyenin ki ne de öteki kameralar kayıt yapmıyormuş! Ya da yapıyormuş da; bir olay olursa açıp bakıyorlarmış!
Ne turisti rahatsız edenleri, ne bayrakçıları, ne hurdacıları görmeyen bu kameralara ben:
'KÖR KAMERALAR' adını taktım.
Yazık dedim sizler için ödenen dövizlere! Her yer kamera dolu. Bir olay olunca gelip esnaf ya da ev kamerasından araştırıyorlar!
…
Birileri utanmadan, sıkılmadan tarihi Kale duvarlarımıza aklına esen kelimeleri 'fıs fıs boya' ile yazıyor.
Ve bu yazanları; işte bu 'kör kameralar' gerçekten de kör olacaklar ki görmüyorlar! Ve anında polisimize veya zabıtamıza bildirmiyorlar!
Üçkapılar ve Kalekapısı'ndaki surlara yine yazmışlar.
Aylardır, yıllardır hemen hemen her gün yazılar, grafiti resimler yapılıyor konakların duvarlarına; bir türlü önlenemiyor!
Çünkü 'kameralar kör' görmüyor.
VE BİZ
Dünyanın her yerinden gelen kıymetli turistlerimizin karşısına bu kirli sokak yüzleriyle çıkıyoruz!
Kirli duvarlar, çalı çırpıların kapladığı surlar, ' ya taş düşerse!' diye yolun yarısını kapattıkları sözde korumalar olan bir Kaleiçi'nde turistlerin görecekleri şeyler bunlar!
Kesik minare önünde ve Hesapçı Sokağın birçok yerinde; sözde minyatür arıkların hepsinin taşları; ya çatlamış ya da kırılmış duruyor; kimsenin umurunda değil!
Köpek sayısı; hızla çoğalan kedilere ulaşamayacak galiba!
Sözde 'kedi' severlerin avuç avuç atıp sokakları kirlettikleri ve aynı zamanda hayvanların doğal beslenme alışkanlıklarını unutturan 'hazır kedi köpek mamaları' bilhassa kedilerin 'cinsel' güçlerini artırmaktadır.
'Mart' ayında duyulan kedi sesleri; Kaleiçi'nde her zaman duyulmaya başlandı.
'Senede bir defa değil, artık dört defa yavru yapıyorlar' dedi bir esnaf komşumuz!
Gel de şaşma!
Lokantalarda yemek yiyenlerin gözlerinin içine bakıp bekleyenler; 'hazır mama anneleri' gelmeyince aç kaldıklarından 'miyav… miyav…' diye inleyen bu kedilerin akıbeti ne olacak?
Son çıkan bir yasa ile köpekler toplatılıyor! Ya bu kediler?
Kaleiçi'nin her sokağında, şehrin belli bölgelerinde ve parklarda bekleyen bu kedilerin birçoğunun; araba çarpmasıyla ezildiklerini görmüyorlar galiba!
KAMERALAR GÖREV BAŞINA
Turisti rahatsız eden, kedilere mama veriyorum diyerek sokakları kirletenlere, parklarda kırdıkları dallarla ateş yakıp ısınırlarken; Kaleiçi'ni tehlikeye sokanları, Mermerli Sokak'taki WC musluklarını devamlı çalanları, duvarlara yazı yazanları, kağıt toplayıcılarının ne topladıklarını da görecek kameralar istiyoruz.
Kaç konak harabe, kaçında inşaat var, kim ne getiriyor ve ne götürüyor?
Kaleiçi'nin korunması, kollanması şarttır.
Kameralar bu işlere yardım etmeyecekse; durmadan dolaşan 'hurdacılar' var; hibe edin gitsin onları!
2021'de görmedik bir hayrını; 2022'de olsun görelim gayri!