Akşamları bahçe kapısında uyurdu.
Evde bakılan köpekler gibi gelene geçene havlayan hiç değildi.
Çocukların neşesiydi.
Öyle ithal mama yemezdi.
Ne verirsen kabul ederdi.
Ben de elimle beslerdim.
Nazik bir şekilde ağzını açardı.
Elime dokunmadan eti, kemiği alırdı.
Gündüzleri de sokak ortasında yatmayı severdi.
Araçlar onu görünce yol değiştirirdi.
Yaşlı bir amca, gözünü güneş almış olabilir.
Bir gün üzerinden geçti.
İki ayağı kırıldı.
Sokak ayağa kalktı.
O semtte yaşayan insanlar, bahçe suyu kullanımında kavgalıydılar.
Fakat bir sokak hayvanı için dostluklar kuruldu.
Güzel bir dayanışma örneği sergilediler.
Sokak hayvanı köpeği bir barınağa götürdüler.
Hayvanın yaşaması mucizelere bağlıydı.
Kendisine o an ilk yardımı yapmak isteyen komşu kızını ısırdı.
Canı yanıyordu çünkü.
Barınakta nasıl bakılacaktı ki?
Köpeğin önemli bir kalça ameliyatı olması gerekiyordu.
O semtin sakinleri Watsap gurubunda aralarında para topladı.
Herkes kendi bütçesine göre o köpeğin ameliyatı için para gönderdi.
Bir özel hastanede ameliyat gerçekleşti.
Yaklaşık 30 bin lira tuttu ameliyat parası, bakımı, ilacı vb.
Köpek sağlığına kavuştu ve o semtin bir sakini tarafından bahçesinde dönüp dolaşıyor şimdi.
Peki kimdi bu dayanışmayı sağlayan?
Bu dayanışmayı hayata geçiren?
Antalyalıların yakından tanıdıkları Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi emekli bilim kadını. Prof. Dr. Gülay Şadan.
Önemli bir hayvan hakları savunucusu.
Diğer semt sakinleri; Türey hanım, Meral hanım, Şahin, Levent, Berkant beyler ve isimlerini bilmediğim daha birçok kişi.
Sağ olsunlar, var olsunlar.
Sokak hayvanlarını itlaf etmeyin.
Lütfen.