Zülfü Livaneli’nin kelimelerinde…
Arzu Taşkın
13 yaşımda babamın hediyesi ‘Saat 4 Yoksun’ albümüyle Zülfü Livaneli şarkılarının en sıkı dinleyicisi oldum. Sonra ‘Yangın Yeri’ ve günlerce, sabahtan akşama, uyuyana kadar defalarca dinlediğim ‘Nefesim Nefesine’…
Ardından kelimeleriyle buluştum, birbirinden güzel kitaplarında. Bu arada, kitaplarımın sayfalarına yazdığım, canım kardeşimin de ismine ithafen sevdiğim ‘Özgürlük’ de ömrümün marşıdır.
*
Geçtiğimiz cuma akşamı, Muratpaşa Belediyesi’nin düzenlendiği Antalya Edebiyat Günleri ‘nde salona girişiyle ayakta alkışlanan Zülfü Livaneli’nin onur ödülünü almadan önce yaptığı konuşması sık sık alkışlarla kesildi. En az 600 kişinin tek yürek olup aynı hissi taşıması gözlerimi yaşartıyor ve ilham veriyor. Ah diyorum içimden, babam da yanımda olsaydı şu an... O sırada güzel haberi veriyor sevgili Livaneli: Serenad’ın filmi, çok büyük bir prodüksiyon ile hazırlanacak üstelik Almanlar ve Amerikalılar uyarlayacak bu romanı beyazperdeye. Sadece bu haber bile gururlanmamız için yetiyor. Film sinemalarda izlenip beğenildiğinde yaşayacağımız onuru tahmin edebiliyorum.
*
Zülfü Livaneli “Dünyada toplumları değiştirmede en büyük güç sanatındır.” dedi. Hep aynı cümleyi yazıyorum ben de ısrarla, sanatın iyileştirdiği, güzelleştirdiği her insan toplum için müthiş bir kazançtır. Sanat iyileştirir, değiştirir, geliştirir ve evet güçlendirir. İyi bir eserin dokunduğu yürek, dili, dini, ırkı ne olursa olsun evrensel barışın en gerçek tohumunun yeşerdiği yer değil midir? Zaten doğarken karar vermediğimiz dilimiz, dinimiz ve ırkımız hala bu yüzyılda bile neden bizi birbirimizden kalben ayırır ki?
*
“Yunus Emreler, Pir Sultanlar, Karacaoğlanlar, Dadaloğulları, Nazım Hikmetler, Yaşar Kemaller, Ahmet Arifler ile kültür bizim en usta olduğumuz alandır.”
Ve “Kültür başlı başına bir barış eylemidir.”dedi Zülfü Livaneli.
Ona katılmamak mümkün mü? Bir ülkeyi yönetenlerin ilk önce önem vermesi gereken görevin, çocukların özgür ve sorgulayan eğitimi almalarını sağlamak değil midir? Kitaplardan isimler silinmese, tüm yazar ve şairleri tanısa çocuklar…
İnsanı sevmeyi ve sevginin çıkarsız halini öğrenmek çocukken anlamlı ve kalıcıdır. Aileler çocuklarının geleceğini sınırlamadan, birbirleriyle yarıştırmadan, kendi yeteneklerini bulmalarına yardımcı olmalıdır.
*
Biz büyüdükçe hayatımızı ön yargılarla, vizyonsuz insanların kalıplaşmış, çıkarcı düşünceleriyle mücadele ederek sürdürürken tarih yazılmaya devam eder. Geriye en güzel, en sahici ve en masum, yürekle yapılan işler kalır: ‘Müzik, edebiyat ve sanatın her hali.’
*
Yazarken ben şu an, tekrar eder o güzel ses:
“ayaküstü duramam
seni gördüğüm yerde...”
*
Daha okuyacak çok kitap, izlenecek çok film ve dinleyip aşık olunacak ne çok şarkı var.
Yorumlar