İlk görüşte aşk değildi benimki.

Ama onunla tanıştığım ilk gün başımın döndüğünü itiraf etmeliyim.

Galiba biraz da ayaklarım yerden kesildi.

Benimki paylaştıkça büyüyen bir aşktı.

İlk günlerde seyrek buluşmalarımızda çok da önemsememiştim onu.

Çok genç olmamın getirdiği vurdumduymazlıkla bir araya gelmiştik.

İlk günlerde 'Olsa da olur, olmasa da' gibiydi duygularım.

Varlığı hayatımda çok fazla yer kaplamıyordu.

Sevincimde, kederimde, coşkumda, heyecanımda, başarılarımda, başarısızlıklarımda, yalnızlıklarımda hep benimle oluşu büyüttü bu aşkı.

Onu kendime yakın buldukça daha çok sevdim.

Sevdikçe alıştım.

Alıştıkça bağlandım.

Bağlandıkça tutuldum.

Tutuldukça aşkım marazileşti.

Marazileşince ne onunla ne onsuz cinsinden bir aşka dönüştü.

* * *

En büyük kavgalarımı onunla yaptım.
Pek çok kez terk etmeyi denesem de beceremedim.
Medcezirlerimde sinsice, sessizce benim ona dönmemi bekledi.
Yanılmadı.

Hep dönen oldum.

* * *

En büyük coşkularıma onu ortak ettim.

Sevgimi, onu yanımdan hiç ayırmamakla gösterdim.

Sessizliği ve sakinliğine rağmen aldatan taraf o, masum bakışlı sokak köpeği örneği sadık olan tarafsa bendim.

Yaşattığı sıkıntılara rağmen affetmek benim, hainlik ise onun hanesine yazıldı.

* * *

Artık bitti bu köle durumu!

Artık kendimi ondan daha fazla önemsemeyi öğrendim.

Ben severek terk etmenin dayanılmaz hüznüne rağmen terk ettim!

İlk kez bu kadar güçlü ve kararlıyım onu terk etme konusunda.

* * *

Biliyorum çok büyük yalnızlık ve boşluk yaşayacağım.

Kimi zaman onun kokusunu özleyeceğim deli gibi.
Belki gizlice onun bulunduğu ortamlarda kokusunu içime çekeceğim derin derin.

Belki yeniden dönmeyi geçireceğim aklımdan.

Belki gizlice kaçamak kısa buluşmalar yapacağım.

Ama artık ayrılık zamanı geldi.

Ona bir kez daha...

Yine...

Yeniden...

Elveda dedim.

İçim buruk, yalan değil.

Mutsuzum da.

Ama biliyorum ki en büyük ayrılıklar bile zamanla unutuluyor.

Artık yakamdan düşmesinin zamanı geldi.

Ben ona, SİGARAYA elveda dedim…

* * *

Bu satırlar yıllar önce yine onun bir hainliğinin ardından yazılmıştı.

Son hainliği ise ses tellerimde yarattığı ödem oldu.

Konuşma yasağım var üç gündür. Zaten istesem de yüksek sesle konuşamıyorum. Konuşmak için çıkardığım sesi kendim bile duyamıyorum. Başucum ilaçlarla dolu.

Hal böyle olunca...

Doktorum da işin ciddiyetini anlatınca...

Bu eski yazı da bohçamdan çıkarak, hem kendime hem de benim gibi sigara tiryakilerine yeniden bir hatırlatma olarak yerini aldı bu sabah.

Haydi tiryakiler, son kez yakın sigaralarınızı, kahvenize ortak edin. Sonra da 'Vazgeçtim senden' deyip çöpe atın o paketleri.

Ben öyle yaptım.

Zor olsa da.

Umarım bu kez başaracağım...