Asırlarca ayakta kalan binalara baktığımızda hem yapım aşamasında oldukça sağlam bir şekilde yapılmış hem de kullanım aşamasında itinalı ve bakımlı olduğu görülmektedir. Nasıl ki binanın kolonu sağlam olmazsa ayakta kalamaz, darmadağın olur ve binadan eser kalmaz; benzer şekilde ülkemizi de ayakta tutan maya demokrasinin gücüdür.
Küllerinden doğarken Cumhuriyet ile yeniden yeşeren ülkemizde demokrasi her zaman hedef noktada yer almış, sürekli içerden ve dışardan saldırılara maruz kalmıştır. Çünkü açıkça bilinmektedir ki “demokrasiyi ne kadar bertaraf eder isek, ülkenin güç kaybı da o kadar fazla olacaktır” düşüncesi dış güçlerin içerdeki maşaları ile zaman zaman farklı şekillerde hayata geçirilmektedir.
Artık bu oyunlara karnı tok olan bir ülke, bir millet olarak el birliği ile demokrasimize sahip çıkmak misyonu, hepimiz için nefes almak gibi bir durumdan ibaret olmalı. Her kesimin ortak paydası, sebebi her ne olursa olsun millet iradesine vurulmaya çalışılan baltaların karşısında dimdik durabilmek olmalıdır.
Asil ve eşsiz milletimiz bunun en güzel örneğini günümüzde FETÖ/PDY’nın menfur darbe saldırıları karşısında Kurtuluş Savaşı mücadelesi gibi bir mücadele ile göstermiştir. Milletimiz iradesine meydanlara sahip çıkarak aynı zamanda sandığına da sahip çıktığını en güzel şekilde göstermiştir.
Güçlü yarınlar için Cumhuriyet’in mayası olan demokrasiden asla taviz verilmemeli, demokrasi kazanımları her geçen gün daha da artırılmalıdır. Aksi halde daha güçlü bir millet olmamız mümkün değildir. Dış güçlerin güçlenmemizi asla istemediği bir dünyada bizin, bizden başka hiçbir dostu yoktur. Biz ne kadar güçlü olur isek, dış güçlerin hevesleri de kursaklarında kalacaktır. Ancak yeterince güçlü olamadığımızı görenler acaba içerdeki maşalar vasıtasıyla bir şeyler yapabilir miyiz demeye devam edecektir.
O yüzden her zaman, her daim güçlü demokrasi için mücadele verilmeli ve güçlü yarınlara adımlar atılmalıdır. Güçlü demokrasi ile güçlü, güzel yarınlar dileğiyle…