Vay arkadaş!

Neymiş bu yüzüne bile bakmadığım (…) otunun yararları?..

Çok haksızlık etmişim. Çok vicdansızlıkmış bu otu küçümsemem. Tam 12 çeşit yararı varmış. Beyinden tut sinirlere, ishalden tut böbrek yetmezliğine, romatizmadan tut safra kesesi taşına kadar. Çok utandım bu mucize otun karşısındaki vurdumduymaz hallerimden.

Ama bir yerde bir yanlışlık var.

Bu otun 12 çeşit hastalığa iyi geldiğiyle ilgili merak ettiklerim var. Yani bu soruların yanıtlarını bulabilirsen onun hakkındaki düşündüklerim uçup girecek.
Şimdi benim mantığım şöyle diyor:

Bir otun yararlarını anlayabilmek için bir grup hasta alacaksın. Romatizma, böbrek yetmezliği, safra kesesi, beyin rahatsızlığı gibi hastalıkları olan. Ve bu hastalara belirli kürler halinde bu otu içireceksin. Bazen yemekten önce, bazen yemekten sonra. Kimi zaman da gece yatmadan önce vereceksin. İlaçlarla etkileşimlerini analiz edeceksin. Hastaları düzenli aralıklarla, gerekli test ve tahlillerden geçireceksin.

Bu belki aylar, belki de yıllar alacak.

Ve sonunda diyeceksin ki, 'Evet. Bu ot şu şu şu hastalıklara iyi geliyor.'

Bu çok meşakkatli bir iş!

Bir ömür yetmez belki böyle bir araştırmayı tamamlamaya ama sonuçlar halkla paylaşıldığında ben de rahatça 'Tamam artık. Gerçekten bu ot yararlıymış' diyebileceğim.

Bu satırları bana kahve almak için girdiğim baharatçı-kahveci-kuruyemişçi dükkanındaki iki kadının diyaloğu yazdırdı.

Yani suçlu onlar!

Birbirlerine o kadar inandırıcı ses tonuyla anlatıyorlardı ki koca koca sepetlerin içindeki daha önce hiç görmediğim otların yararlarını.

Neredeyse ben bile ikna olacaktım tüm önyargıma rağmen!

Bu yazının sonundaki cümle şu aslında, belki de ilk cümle olması gereken:

Lütfen otları, baharatları dikkatli kullanalım.

Kulaktan dolma kürler, düzeltilmesi zor sonuçlara dönüşebilir.