Eli öpülesi öğretmenler
Fahrettin Hepkeskin
1974 yılında genç bir ekonomi muhabiri olarak atıldığım bu meslekle ilgili 46 yılda çok anı biriktirdim. Bu anıları bu sütunlarda paylaşmak gibi bir lüksüm yok. Ama ibret olsun diye bir anımı sizlerle paylaşmak isterim.
12 Eylül 1980 darbesinden 2 yıl sonra, İzmir'in Karşıyaka ilçesinde Yamanlar Koleji adıyla bir kolej açılacaktır. Süleyman Demirel Başbakan'dır. Ben de genç bir gazeteci olarak Demirel'i bekleyenlerin arasındayım.
Bir şeyler bekleniyor ama ne? Okulun sahibini bekliyormuşuz. Konferans salonuna omuzlar üzerinde bir zat giriyor. Başbakan Süleyman Demirel'i de ayağa kaldıran bu zat İzmir'de Hisar Camii'nin imamı. Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nda kurulan Kestane Vakfı'nda örgütlenen tekstilci, kahveci gibi orta büyüklükte esnafın finanse ettiği, dinci bir örgütün lideri.
Kestane Vakfı öyle güçlüydü ki, yoksul imam hatip lisesi öğrencilerinin ailelerine maddi, manevi destekler devam ediyordu. Bu destekler yıllarca sürdü, arka bahçede yetişenler devleti ele geçirecek, anlaşılmaz bir din devleti kurulacaktı. Amaçları buydu. Bu vakfın ve liderinin imam hatip ortaokullarında sözü Kuran ayeti gibi geçiyor.
Yamanlar Koleji, Fatih Koleji ve daha sonra başka adlarla (Işık) Türkiye'de, daha sonra da dünyanın dört bir köşesinde açılacak okullarla hangi hedefe koştuğunu görecektik. İmam hatiplerden seçilen bu üstün zekalı çocuklarla Yargıtay, Ordu, Tıp, Dış ilişkiler, Polis Akademileri gibi devletin üst kademeleri ele geçirilecek, bu örgüte sağ/sol/merkez tüm siyasiler destek olacak, yıllar sonra 'Aldandık' diyeceklerdi ama iş işten geçmiş olacaktı.
Bu yapılanmanın tehlikesine o dönem Cumhuriyet Gazetesi İzmir Temsilcisi olan cesur kalem Hikmet Çetinkaya tek başına dikkat çekecekti. Kitaplar yazacaktı ve dinleyen olmayacaktı. Bu dinci terör örgütü liderinin palazlanması bugünlere kadar sürecekti.
1978 yılında Bademler Köyü ortaokulundan İmam Hatip Ortaokulu'na ataması yapılan genç bir edebiyat öğretmeni bu yapılanmanın gerçeğini yaşadı. Bu edebiyat öğretmeni, ateist dedikleri Aziz Nesin'in öykülerini ve müstehcen bulunan Ahmet Muhip Dranas'ın Fahriye Abla adlı şiirini okuttuğu gerekçesiyle hakkında soruşturma açılacaktı. Haber gazetelere yansıdı.
Edebiyat öğretmeni İzmir Valisi'nden randevu aldı ve kendisinin İmam Hatip Ortaokulu'ndan alınmasını istedi. Vali'nin verdiği yanıt şuydu; 'Sen bize orada lazımsın. Sen ve senin gibi Atatürkçü öğretmenleri oradan alırsak bunlar işlerini daha rahat hallederler. Sizler sistemin güvenlik duvarısınız.'
O öğretmen o okulda tam 14 yıl öğretmenlik yaptı. Davası düştü, haber gazetelerde yayınlanınca Kestane Vakfı'nın baskısı azaldı. İmam hatipten mezun olan üstün zekalı çocuklar Yamanlar Koleji'ne alındı. Orada lise eğitimini tamamlayıp mezun olanlara daha sonra Harp Okullarının, Yargıtay'ın, Tıp biliminin yolları açıldı. O terör örgütü emellerine kavuştu. Ta ki 15 Temmuz'daki hesaplaşmaya kadar.
Zamanında uyarılar dikkate alınsaydı, siyasiler bu dinci terör örgütünden yetişecek olanları arka bahçeleri gibi görmeselerdi, tümü bu örgüte alkış tutmasaydı, eğitim sistemi bugünkü gibi yap/boz tahtasına dönmezdi.
O öğretmen kimdi derseniz, benim eşimdi.
24 Kasım tüm öğretmenlerimize kutlu olsun.
Yorumlar