30 Ağustos 1922'den çok önce;

8 Temmuz 1919 sabaha karşı.

Mustafa Kemal Atatürk, Mazhar Müfit Bey'e günlük olayları not tutturur.

'Yaz!'

'7-8 Temmuz 1919, Erzurum, sabaha karşı.Bir; zaferden sonra hükümet biçimi Cumhuriyet olacaktır.İki; Padişah ve hanedan hakkında zamanı gelince gereken işlem yapılacaktır.Üç; Örtünmek kalkacaktır.Fes kaldırılacak, şapka giyilecektir.'

Mazhar Müfit Bey'in elindeki kalem düşer!

Paşa sorar:'Niye durakladın?'

'Darılma ama paşam, sizin hayal peşinde koşan taraflarınız var!'

Atatürk devam eder: 'Bunu zaman gösterir, sen yaz!'

Beşinci maddeye gelince, Mazhar Müfit Bey, yatmak için izin ister, çünkü bu madde 'Latin harfleri kabul edilecek' diye başlar.

Mazhar Müfit Bey'in tahammülü kalmamıştır, gün de ağarmıştır, müsaade ister, yatmaya çıkar, içinden 'Şu bizim Paşa amma da hayalperest' diye geçirir.

Aradan yıllar geçer, Mustafa Kemal Atatürk'ün o gece Mazhar Müfit'e not ettirdiği maddelerin hemen hepsi gerçekleşir.

Şapka devrimini de açıklayan Atatürk, Kastamonu'dan dönmektedir. Mazhar Müfit de kafileyi seyretmektedir. Birden öyle bir şeye şahit olur ki Mazhar Müfit gözlerine inanamaz. Atatürk'ün yanında oturan Diyanet İşleri Başkanı'nın başında şapka vardır.Mazhar Müfit bunu hayretle izlerken Atatürk, otomobilini yavaşlatır ve Mazhar Müfit'e seslenir, yanına çağırır: O'na şöyle der:

'Azizim Mazhar Bey, notlarına bakıyor musun, kaçıncı maddedeyiz?'

Şaşırdınız değil mi?

Onca savaştan zaferle çık, devrimleri uygula.

Milli Mücadele'ye, Kurtuluş Savaşı'na kellelerini koyarak katılanlar, onun hayallerine dahi yetişemezken, bugün kimin gücü onun devrimlerini yıkmaya yeter?

***

Bizden çok uzak dursun bir memlekette, söylediği yalanlarla kendisini küçük düşüren diktatör hakkında adamın biri her gün komik bir hikaye, bir fıkra uyduruyormuş. Halk da bu adamın komik fıkralarına gülüyormuş.

Diktatör emir vermiş:'Bunları kim uyduruyor, bulun getirin!'

Bulup getirmişler adamı.

'Bunları sen mi uyduruyorsun?'

Boynunu bükmüş adam:'Evet efendim!'

Diktatör, 'Hatırlar mısın? Bu halkın her seçimde bana yüzde doksan dokuz oy verdiğini bilmiyor musun?' demiş adama.

Adam hemen ellerini açıp itiraz etmiş:'Hayır, işte bunu ben uydurmadım efendim!'Zaferimiz kutlu olsun.