Gömbe’de yer alan Yeşil Gölü gezdikten sonra yönümüzü Uçarsu Şelalesi’ne çeviriyoruz. Gölün yanından yukarı doğru patikayı takip ederek, tahmini 1 kilometre sonra şelaleye ulaşıyorsunuz. Patika, tırmanış ve inişten oluşuyor. O yüzden yürüyüş ayakkabıları tercih etmelisiniz.

Yukarıdan inişe geçtiğinizde ilk gördüğünüz şey bir tane dilek ağacı. Taşlık alanda sadece bir tane ardıç ağacı var. Adeta gölgesinde dinlenmek ve manzaranın tadını çıkarmak için dikilmiş gibi. Ziyaretçiler tarafından dilek ağacına çevrilmiş.

Su, tam da uçurumdan aşağı fışkırıyor. Çıplak ayak suda sadece kısa bir süre kalabiliyorsunuz. Soğukluğu, karpuz çatlatan türden yani aşırı soğuk. Sudan çıktıktan sonra sanki ayağınızı bir yere vurmuş gibi bir acı oluşuyor.

Whatsapp Image 2024 07 30 At 17.57.36

Karşılaştığınız insanlar “Allah kabul etsin” derseler şaşırmayın. Çünkü bu bölge Abdal Musa’nın yaşadığı ve ayak bastığı topraklar. Bir nevi inanç ziyaretleri gibi düşünebiliriz. Hatta bu şelalenin de ilginç bir hikayesi var.

Abdal Musa bir gün Seydikemer İlçesi’ne ziyarette bulunur ve oradaki köylülerden yiyecek ister. Yokluk ve kıtlık zamanlarından bahsediyorum. Yiyecek dediğimde bir parça ekmek istemiş. Köylüler dervişe istediğini vermeyince Abdal Musa yönünü Gömbe tarafına çeviriyor ve tam da bu şelalenin çıktığı noktada çoban bir kızla karşılaşıyor. Çoban kız, elindeki tek ekmeği dervişle paylaşıyor. Rivayete göre derviş elindeki asayı yere vurarak “Buradan çıkan suyun bereketinden; yazın (Gömbe’yi işaret ederek) bu köy yararlanacak, kışın suyun çamurunu, balçığını yani kahrını da eliyle (Seydikemer’i göstererek) bu köy çekecek” demiş. Dediği de olmuş. Her yıl Hıdırellez’in ilk günü yani Mayıs ayında su buradan fışkırıyor ve Gömbe’yi berekete boğarken sonbaharda yön değiştirerek Seydikemer’e akıyor.

Akdağ’ın yamacında 1800 metreden fışkıran su, rüzgardan dolayı aşağıdan uçuyormuş gibi göründüğü için ‘Uçarsu’ adını almış. Açıklık ve yükseklikten dolayı ciddi rüzgar alan bir bölge burası.

Kültür anlamında çok zengin bir coğrafyada yaşıyoruz. Bastığımız her bir karış toprak değişik bir hikâye anlatıyor. Bu hikâyeler yazıya dökülmezse unutulup gidecek. Şelalenin başına, bu hikâyeyi anlatan bir levha koymak çok mu zor acaba? Hikâyeyi bilmeyen insanlar için burası sadece doğal bir şelale, iki fotoğraf çekip gidiyorlar. Hikâyeyi bilseler ve anlatsalar daha iyi olmaz mı?

Her sene suyun patladığı vakit yani hıdrellez zamanında burada ve Yeşil Göl’de şenlikler de yapılıyor. Buraya gelirken yol üzerinde Tekke Köyü’ndeki Abdal Musa Türbesi’ni de ziyaret edebilirsiniz.