İnsan hep yolda mıdır?

Aslında daha doğru bir tabiri şu dur belki de; insan yolda olmanın vücut bulmuş hali değil midir?

Ne çok yol rastlıyor insana ya da insan ne çok yol buluyor kendine. Bazen insan yol olurken bazen de yol insan oluveriyor.

Yollar hep yeniliğin heyecanını barındırmaz mı zaten içinde. Kimi zaman bambaşka diyarlar görmenin düzlüğünü oluştururken kimi zaman engebeli yerlerden geçer. Tam da bu yüzdendir ki, insan hiçbir zaman yola çıktığı haliyle aynı insan olarak kalmaz.

İnsanın yaşamı her an kendini anlama ve daima kendini bulabilme çabasıyla geçer.

Ruhsal bir evrim, çoğu zaman yolda geçirilen süreçte kendi varlığına doğru, yola çıkmakla başlar. İnsan kendine doğru bir yolculuk başlattıysa eğer, işte ancak o zaman gerçekten hayatın içindeki benliğini anlamaya başlar.

Ama yol demek, kaybolmayı da göze alabilmek aslında. Her kayboluşun içinde, bulmak ve bulunmak gizli. Korkuyla çıktığın yol, bir süre sonra heyecan verir. İnsanı bilinmeyenin büyüsüyle tanıştırır. Sonra kaybolduğun yerleri keşfetmenin merakı içine düşürür. Artık o saatten sonra insan ancak kendine yoldur, yolu bulamadığında. Ve artık atılan her adım daha cesurca… Korkusuzca atarsın kendini koca bir okyanusa, can simidini bulmak umuduyla. Önce en dibe çöktüğünü düşündürür o yol insana. Ama dibe çöktüğünde karşılaşırsın aslında en değerli elmaslarla. Her yol ayrımında, belki bir sahil kasabasında denize bakarken insan kendisiyle karşılaşır, selamlaşır ya da bir veda sunar ufak bir tebessümle ya da bir gözyaşının boğazda düğümlenen yumrusuyla.

Belki de bu çöküş anları, insana aslında neyin daha değerli olduğunu gösteren ve bir ömrün insandan gerçek anlamda isteğinin ne olduğunu anlamaya dair küçük bir ipucudur sadece.

Bazen en dibe batmalısın ki, orda saklanan benliğinle karşılaşasın. Yolculuk sırasında insan bazen kendi gölgeleriyle karşılaşır. En dibe batma karanlığı hiç açılmayan ışıkları açar insanın içindeki. Belki de bu yüzdendir insanın anlam arayışını en çok yoldayken sorgulayışı. Sonunda insan kendi özüyle buluşur. Ve ancak bu karşılaşma gerçek anlamın kapılarını açar insana.

Ve nihayetinde engebeli yerlerden gelip geçenlerin ayak izleridir yön veren yola. Kendi içinizdeki ışığı bulma cesareti ile şekillensin ayak izleriniz daima.