Fransız düşünür La Rochetefault’un ünlü bir sözüdür: ‘Yalan söyleyecek insan keskin zekâlı olmalıdır!’

Bu sabah haberleri dinlerken bir konuşmacı da yalan üzerine şu sözleri sarf etti; ‘Üç türlü yalan vardır; Yalan, Kuyruklu Yalan, İstatistik!’ Oysa Türkiye’de yalan söylemek için keskin zekâ gerekmiyor.

Sabah haberleri yorumlanıyor. Şöyle ki; TÜİK’e göre, işsizlik oranı azalmış!

Yorumcu, ‘Bu bir istatistiki yalan!’ diyor. TÜİK’te çalışan bir memur o yorumcuya rakamların neden böyle düşük tutulduğunu da ağzından kaçırmış. Demiş ki; ‘Enflasyonu ve işsizliği düşük göstermezsek, sırt sıvazlama, prim ya da terfi almıyoruz!’...

Devlet memurunu yalana alıştırmak ne acı değil mi? Ben o yorumcunun kimin çevresinde işsiz varsa kendisine yazması çağrısına katılıyorum. Çevremden örnekler vereyim; Oto tamircimde çalışan Suriyeli işçi aldığı ücretle geçinemediği için işsiz. İzmir’e ağabeyinin yanına gitmiş. Hayat pahalılığı ve yüksek kiralar nedeniyle Antalya’yı terk eden Ruslara hizmet veren küçük esnaf kepenk kapatıyor, işçi çıkarıyor. Çevremdeki işsiz gazetecileri, turizmde soğuk sezonda işten çıkarılanları da saymıyorum bile!

İnşaat sektöründe alan/satan kalmadı, inşaat işçileri sokakta. Ne acı değil mi? Milyonlarca işçi alacağı asgari ücret zammını, emekli ve memurlar da Aralık ayında açıklanacak enflasyon rakamına göre yeni yılda alacağı zammı beklerken bakalım nasıl bir istatistiki yalan gelecek?..

Bu istatistiki yalanın hiç mi ahlaki boyutu olamaz? Devlet vatandaşını kandırır mı?

***

Ekonomi konusunda biraz kalem ve kelam erbabıyımdır. 2024, ekonomi yazarlığımda 50’nci yılım oluyor.

Özal ekonomisini anlatan ödüllü bir kitap yazarıyım. Genç meslektaşlarıma hep söylerim, oturmayın, çarşı pazar gezin. Yaşam orada, haber orada, fotoğraf orada. Gerçeği öğrenmek istiyorsanız gidin sorun, soruşturun.

Hayvancılık iflas etmiş, süt para etmiyor. İş adamları ile dertleşiyorum. İmalat sektörü can çekişiyor. Üreten bir sanayi yok, 50 yıllık iş adamı haykırıyor; ‘Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşıyoruz’ diyor. Yüzlerce büyük firma battığını ilan etmiş. On binlerce esnaf dükkânı kapatmış.

Yoksullukla mücadelenin yolu üretimden geçiyor. İnsan ve ülke ekonomisi üretimle büyür. Ürettikçe paylaşırsınız, verginizi ödersiniz ve büyük yatırımları konuşursunuz. Neye ihtiyacımız var derseniz. Size o çok sık karşılaştığımız ekonomi paketlerinden söz etmeyeceğim. Tek çıkar yol var barışmak, ayrışmamak, ötekileşmemek. İstikrar ve güven ortamı oluşursa, bu ülke kalkınır.