Bir olmanın, birlikte olmanın adıdır bayram. Elde ne var ne yoksa olduğu kadarıyla eşiyle, dostuyla paylaşmaktır. Sofralara bereket, yalnızlığa bir nokta koyabilmektir. Unutmaların unutulduğu, yalnızlığın esaret altına alındığı günlerdir bayram.
Bazı bayramlar da vardır ki hayattaki en değerlinizi verebilecek misinizin cevabı gibidir. Tıpkı kurban bayramında olduğu gibi; kanından kan, canından can verdikleri evladını Yüce Mevla yolunda feda etmeyi göze alabilmenin ifadesidir.
Hak yolunda kesilen kurbanlar ile akan kanların toplumda sağlamış olduğu dayanışma, paylaşma ve fedakarlıkta yücelmenin habercisidir. Gün geçtikçe ülke sınırlarını da aşarak dünyaya yayılan kurbanlarla ülkemizin, milletimizin yardımseverliği tohum olarak insanın olduğu her yere ekilmeye devam etmektedir.
Yaklaşık yüz yıl geçmesine rağmen hala dünyanın birçok yerinde adına nağmeler okunan bir milletin torunları olarak kim bilir belki de atalarımız en çok da bu gibi miraslarına sahip çıktığımız için rahat uyumaktadırlar. Bunu sağlamak için gece gündüz demeden çalışan devletimize, milletimize ne kadar şükranlarımızı ifade etsek azdır.
Ancak şunu da hatırlatmakta fayda var. Son zamanlarda kurban bayramı deyince buzdolaplarına, derin donduruculara et stoğu yapmak akla gelmektedir. Başka bir ifade ile ihtiyaç sahiplerini çok uzaklarda da olsa arayıp bulmak yerine, paylaşma duygusuna vurulan gemle dolaplar etle doldurulmaya devam etmektedir.
Son yıllarda toplumda yaşanan refah artışı ile birçok kişinin hemen hemen her hafta mangal keyfi yapma imkanı olmasına rağmen hala yılda bir sefer de olsa kurban bayramı gelse diye inleyen insanlarımıza ulaşabilmeliyiz. Bunun için adeta samanlıkta iğneyi bulmak için yaptığımız mücadelenin on katını harcamalıyız. Et verecek kimse yok çevrede deyip, eli kolu bağlı oturmak kurbanın ruhuna yaraşmaz, aziz milletin fertlerine de yakışmaz. Nice güzel bayramlar yaşamak dileğiyle…